OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞUNUN OLASI NEDENLERİ VE RİSK FAKTÖRLERİ NÖRO-BİYOLOJİK ÖZELLİKLER

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞUNUN OLASI NEDENLERİ VE RİSK FAKTÖRLERİ NÖRO-BİYOLOJİK ÖZELLİKLER

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞUNUN OLASI NEDENLERİ VE RİSK FAKTÖRLERİ

NÖROBİYOLOJİK ÖZELLİKLER

 

 Otizm spektrum bozukluğu, çok sayıda genin dahil olduğu karmaşık ve genetik bozukluktur. 

Genetik temel ile ilgili bilgi sağlayan önemli göstergelerden biri, ailelerle ve ikizler ile yürütülen çalışmaların bulgularıdır. Belli ailelerde otizm spektrum bozukluğuna daha sık rastlanmaktadır ve kardeşlerden birinde varsa diğerinde de olma olasılığı %2 ila %7 arasındadır. Ayrıca, tek yumurta ikizlerinden her ikisinde de otizm spektrum bozukluğuna rastlanma durumu, çift yumurta ikizlerinden çok daha fazladır;  tek yumurta ikizlerinden birinde otizm varsa, diğerinde de olma olasılığı %60 ile %90 arasındadır. Ancak, %10-%40 dolaylarında bir belirsizlik olması, otizm spektrum bozukluğunun tipik bir genetik bozukluk olduğundan kuşku duyulmasına yol açmaktadır. Bu durum ise otizmden sorumlu olabilecek çevresel özelliklerinde araştırmaya devam edilmesi ile sonuçlanmaktadır.


 Yukarıda belirtilen istatiksel göstergeler, bilim insanlarını otizmin genetik belirleyicilerini araştırmaya yöneltmiştir. Ancak, otizm spektrum bozuklukları içine geni tam olarak belirlenebilen şu anda tek kategori rett  sendromudur. Otizm spektrum bozukluğu şemsiyesi altındaki diğer kategorilerle ilgili olarak, birbirinden ayrıştırılması zor pek çok genin farklı biçimlerde bir araya gelmesiyle farklı tür ve düzeylerde otistik bozukluklar meydana geldiğine ilişkin göstergeler bulunmaktadır. Bugün için bilinenler, 13. ve 18. kromozom dışındaki tüm kromozomlarda otizm ile ilişkili bazı genetik sorunlara rastlanıldığı yönündedir. Bu genetik sorunlar sinaptik gen mutasyonları ve kopya sayısı değişiklikleri olarak iki grupta toplanmaktadır. Belirtilen çoklu genetik etkenler, çoklu organ tutulumu ile sonuçlanmaktadır ve sinir sisteminden sindirim sistemine varıncaya değin pek çok sistemi etkilemektedir. Ayrıca, bu genetik sorunlardan bazıları anne-babadan kalıtım yoluyla bireye geçerken, bazıları bireye özgü genetik bozukluk özellik göstermektedir.

(TALKOWSKİ)    Michael Talkowski - Center for Genomic Medicine

Talkowski ve meslektaşları tarafından yürütülen kapsamlı bir araştırmada anormal kromozom yapısına ve nöro-gelişimsel bozukluklara sahip bireylerin genomları incelenmiştir. Araştırma sonucunda, gelişimsel ve psikiyatrik bozukluklara yol açan 33 farklı gen belirlenmiştir. Bu bulgular ışığında, belirlenen genlerde meydana gelen bazı değişimlerin otizm gibi gelişimsel bozukluklara, başka türlü değişimlerin ise şizofreni gibi psikiyatrik bozukluklara yol açtığı görüşü öne sürülmüştür.

 

Otizm spektrum bozukluğunun genetik temelinin merkezi sinir sisteminin ve bu sistemin bir parçası olan beynin yapısında ve işleyişinde çeşitli anormalliklere yol açtığı görülmektedir. Örnek otizm spektrum bozukluğuna nasıl sahip olan küçük yaşlardaki çocukların bazılarının beyinlerinin normalden büyük olduğu belirlenmiştir. Daha büyük yaşlardaki çocuklarda böyle bir farklılığa rastlanmamıştır. Bir başka araştırmada, otizm spektrum bozukluğuna sahibi bazı çocukların  başlarını doğduklarından normalden daha küçük, 1 yılın sonunda ise normalden daha büyük olduğu belirlenmiştir. Bu durum bu çocuklarda beynin yaşamının ilk yılı içinde birden bire çok fazla büyüdüğü ve bu durumun beynin çalışmasında sorun yaratıyor olabileceği şeklinde yorumlanmıştır.

 

Çeşitli tıbbi görüntüleme teknikleri, otizmli bireylerin beyninde çeşitli farklılıklar olduğunu göstermektedir. Bu farklılıklar arasında beynin iki yarı küresini birbirine bağlayan yolun normalden daha küçük, beyin kabuğunun ve girintili kısımlarının normalden daha kalın olması sayılabilir. fonksiyonel görüntüleme teknikleri ise, otizmde cümle anlama da beynin Broca bölgesinde azalmış, wernike bölgesinde ise artmış işlem olduğunu; korku tepkisinde amigdalada yetersiz işlev olduğunu ortaya koymaktadır.